Avrupa’dan gelen o arsız adam, Ploy’un yumuşak, ipeksi tenine bolca yağ sürüp masaj yapıyordu. O incecik parmaklarıyla kadının göğüslerini sıvazlarken, Ploy’un küçük, sulu amcığı yavaş yavaş ıslandığını fark etti. Asyalı o egzotik güzellik gözlerini kapatıp derin nefesler alırken, adamın beyaz devasa yarağı iyice sertleşmişti. Kadının dudakları istemsizce kıpırdandı, ardından ani bir hamleyle adamın sertliği ağzına aldı. Sanki yıllardır sakso yapıyormuşçasına güçlü ve deneyimliydi; dilini hızla dolaştırıp yarak başını emiyor, ısırmadan derinlere çekiyordu.
Ploy usulca belini büküp kalçalarını biraz kaldırarak adamın önüne diz çöktü. Yanağından düşen saç telleri yüzünü gizlerken, gözleri parlıyordu: “Lütfen… içime al…” diye fısıldadı sesinde kocaman bir arzu vardı. Adam tereddüt etmeden onun egzotik amcığına dayandı ve nazikçe içine girdi. İlk dokunuşta ikisi de ürperdi; sıcaklık ve sıkılık öylesine gerçekti ki hepsi bedenlerine yayılıyordu. Ploy hafif hafif inliyordu; kalçalarını geriye doğru itip adamın kökünü derinlere almak istiyordu.
Adam göbeğini Ploy’un bele yasladı, elleri oradan buradan kadının vücudunu keşfe çıkmıştı. Kalçaları sıkıyor, omuzlarını kavrıyor, her hareketinde kadının canına can katıyordu. Nefesleri birbirine karıştı; Ploy’un daracık amcığı adamın heybetli yarığını çılgınca içine çekiyordu. Arada bir durup göğsünü kaldırdıktan sonra daha sert dayamaya başladı adam; kalça vurdukça gürültü odada yankılanıyordu.
“Daha hızlı…” dedi Ploy acıtmayan bir tatminle ama soksa da diye yalvarırcasına. Adam işi daha da azdırdı; deli gibi kökledi içini. Kadının bedeni aniden kasıldı ve yüksek bir iniltiyle boşaldı. Adam da son darbeyle birlikte içinde patladı, sıcağı kadının içine yayıldıktan sonra titreyerek üstüne yığıldı. İkisinin terden ıslanmış vücutları birbirine sarılmışken o suskun anlarda bile erotizmin gücü hissediliyordu; hikaye burada sona ermişti ama kalan izler akıllardan kolay silinmeyecekti.
